Ankara'da bir deli: Erdal Beşikçioğlu

Ankara Devlet Tiyatrosunda üç yılı aşkın süredir kapalı gişe oynadığı ''Bir Delinin Hatıra Defteri'' isimli tek kişilik oyunuyla Ankara'da fırtına gibi esen Erdal Beşikçioğlu, Emrah Serbes'in romanından uyarlanan, bu sezonun tartışmasız en iyi dizisi ''Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi'' dizisinde baş komiser Behzat Ç. rolüyle de ismini tüm Türkiye'ye ezberletti dersem çok da mübalağa etmemiş olurum sanırım. 

Farklı karakterlerdeki ustalığıyla, içimizden birilerini oynamayı çok seviyor Erdal Beşikçioğlu. Ve kolayı aramıyor hiç bir zaman.. Zor olanın peşine düşüyor.

Kendisine hayranlığım, Barda filminden sonra başladı. Her ne kadar Barda filminde oynadığı karakter kötü ve zor bir karakter olsa da, sanırım o kötü karakterdeki başarısı, benim onu takip etmemdeki en büyük etken. ''Amca oğlu ben rakı içecektim'' repliğiyle hafızama kazıdığı Nasır karakteri, daha sonra büyüyecek Erdal Beşikçioğlu furyası için de, bana önemli ipuçları veriyordu. Yine aynı zamanda başlayan Köprü dizisiyle de, televizyon dizileri konusundaki şansızlığını da kırmıştı usta oyuncu. Köprü dizisinde, görev yaptığı yıllarda tüm Türkiye'nin sevgilisi olan Vali Recep Yazıcıoğlu'nu canlandırarak, Türk seyircisinin gözünde de farklı bir noktaya oturmuştu. Köprü dizisinin sinema filmi olma özelliğini taşıyan Vali filmi, Erdal Beşikçioğlu'nun sinemada da aranan oyuncular sınıfına girmesi için yeterliydi. 

Ancak ''Eve Giden Yol 1914'' filmi ilk sinema deneyimidir Erdal Beşikçioğlu'nun. Kendi deyimiyle onu neye uğrattığını şaşırtmıştır. ''Bir daha prodüksiyon sinemasında bulunmayacağım'' dedirten bir filmdir ayrıca. Ancak Vali filmi öyle değildir onun için, çünkü bir adamın nasıl öldüğünü anlatabilme derdiyle yola çıkmış bir hikayenin ürünüdür. 

Gişeye yapılmış filmlerden sonra oynadığı Reha Erdem'in ''Hayat Var'' filmindeki karakteriyle de çok farklı bir projenin içinde yer alır usta oyuncu. Sanat filmi olma özelliği taşıyan Hayat Var filmindeki deneyim, Bal filmindeki başarısının bir nedenidir belki de. Berlin Film Festivalinden Altın Ayı ödülüyle dönen Semih Kaplanoğlu'nun ''Bal'' filmiyle de dikkatleri üzerine çekmeyi ve isminden daha sık söz ettirmeyi başarır Erdal Beşikçioğlu.

Sinemada yaptıkları şöyle dursun, televizyon dizileri de dur durak bilmeden devam etmektedir. Yayınlandığı dönem ülkemizde tartışmalara neden olan ''Ayrılık'' dizisiyle başarılı bir performans ortaya koyar Beşikçioğlu. Ayrılık dizisinden sonra bir gençlik dizisi olan Es-Es'de bir üniversite hocasını canlandırır. Es-Es dizisi, Türkiye'deki dizilerin kötü kaderini yaşaması açısından önemlidir benim için. Hem televizyon kanallarının reyting aceleciliği hem de yapımcıların senaryoyu çok fazla ciddiye almamaları, ülkemizde erken son bulan dizilerin başlıca iki nedeni. Es-Es dizisi de tüm bu acı deneyimleri yaşamıştı muhakkak. Özellikle dizinin senaryosunda düşülen hatalar, çok iyi devam edebilecek bir gençlik dizisini, çıkmazlar içindeki bir mafya dizisine çevirmişti. Dizideki kaliteli oyuncu kadrosuna rağmen, senaryo eksikliğiyle çok uzun ömürlü olmamıştı Es-Es dizisi.. Bu kötü hatıradan sonra, acaba Erdal Beşikçioğlu dizi sektörüne geri döner mi diye bir kaygı oluşmuştu içimde. Nihayet bu kaygım çok uzun sürmedi ve ''Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi'' dizisiyle ekranlara döndü usta oyuncu. 

Behzat Ç. bir roman uyarlaması olması nedeniyle senaryoda çok sıkıntıya düştüğünü söyleyemeyiz. Tabi hikayenin tamamen kitaba dayandırılmaması da senaristinin başarısı. Yayın hayatına başladığında da, bu sezonun en iyi dizisi olacağını hissettirmişti Behzat Ç. Ancak reyting kaygısıyla gününün bazı zamanlarda değişmesi, ben de yoksa yine bir Es-Es faciası mı yaşanacak dedirtmişti açıkçası. Ancak korktuğum gibi olmadı. Behzat Ç. henüz ilk sezonu tamamlamasına rağmen şimdiden klasikler arasına girmeyi başardı. Dizinin devamında düşünülen sinema filminin başarılı olabilmesi için, öncelikle dizilerden sonra çekilen sinema filmlerinde düşülen hatalara dikkat etmek gerekiyor. Ben de herkes gibi yeni sezon Behzat Ç.'yi ve sinema filmini merakla bekliyorum.

Yine bu sene içerisinde beni şaşırtan bir projenin içinde yer aldı Beşikçioğlu. İyi giden, herkesin sevdiği Behzat Ç. karakteri hafızalardayken, Moşe adlı kötü bir karakteri canlandırdı ''Kurtlar Vadisi Filistin'' filminde ve deyim yerindeyse bir risk de aldı. Ancak bunun altından da başarıyla kalktığını söyleyebilirim. Kurtlar Vadisinin sinema filminde neden yer aldığını ve yaşadığı deneyimi şöyle açıklıyor usta oyuncu : ''Çok yüksek bütçeli bir filmdi ve böyle aksiyon filmini yapacak firma çok az. Er Ryan'ı Kurtarmak filminin özel efekt ekibinin ve Tim Burton'un makyajcısının içinde olduğu bir yapımdan söz ediyoruz. Bu deneyimi merak ediyordum ve keyifliydi açıkçası.''

Erdal Beşikçioğlu tüm bunların yanı sıra, sevdalısı olduğu sahneyi de es geçmiyor. Özellikle son yıllarda, Ankara Devlet Tiyatrosunda canlandırdığı ''Deli'' karakteri dilden dile dolaşmakta.

Ankara'da çalışmalarına devam ederken, Ankara'da olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiriyor sık sık ve Türkiye'de İstanbul'dan başka şehir yokmuş gibi davrananlara da ince bir ayar veriyor. Sırf bu özelliğiyle bile benim için ayrı bir yerdedir Beşikçioğlu.

Kendisini daha çok sinema filminde görmek istediğim Erdal Beşikçioğlu'nun projelerini ve ''deliliğini'' takip etmeye devam edeceğim.